Ecoware

Biyoplastik ve Sürdürülebilirliği

Biyoplastik ve Sürdürülebilirliği

Plastikler günümüzde özellikle ambalaj uygulamalarında en yaygın kullanılan polimerlerdir. Plastik kullanımı, nüfus artışına ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak gün geçtikçe artmakta ve insan hayatında yeri sürekli genişlemektedir. 


Plastiklerin uygulama alanlarının genişliği endüstriyel alanda bir avantaj olmakla birlikte dünyanın her yerinde her yıl büyük miktarlarda plastik atıkların oluşmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla bu atıkların yönetimi büyük öneme sahiptir ve özellikle geri dönüşüm ve yeniden kullanımın yeterli oranda yapılmaması nedeni ile kentsel depolama alanlarına gönderilen plastikler ciddi çevre sorunlarına yol açmaktadır. Dünyada her yıl yaklaşık 34 milyon ton plastik atık çevreye atılmaktadır ve bu atık miktarının %93’ü depolama alanlarına ve okyanusa gitmektedir.

Plastik atıkların geri kazanılması için mevcut teknolojiler yeterli olsa da 2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyar olacağı düşünüldüğünde plastik üretimine ihtiyaç oldukça artacaktır. Bu durumun beraberinde getireceği en büyük olumsuz etkilerin başında da plastik atık miktarındaki artış gelecektir. Böylece çevreye dayanıklı plastik atıkların depolanmasını önlemek ve sürdürülebilir bir çevre yaratmak için biyoplastik üretimi önem kazanmaktadır. (1) 


BİYOPLASTİK


Petrol kaynaklı sentetik polimerlerle üretilen plastiklerin, doğayı ve canlı yaşamını tehdit edecek boyutlara ulaşması, biyoplastik ya da biyo-çözünür plastikler olarak bildiğimiz çevre dostu plastiklerin geliştirilmesi ihtiyacını doğurmuştur. 


Biyo-çözünür polimerler grubunda temelde iki tip materyal sayılabilir; yenilenebilir kaynaklardan elde edilen kolay çözünmeyen polimerler ile mikro-organizmalar tarafından, kimyasal sentez sonucu elde edilen kolayca çözünen ve mineralleştirilen polimerler. Hammadde kaynağına göre ise; bitkisel esaslı biyoplastikler, hayvansal esaslı biyoplastikler ve mikrobik esaslı biyoplastikler olarak da gruplanabilirler. (2)

Biyoplastiklerin pek çok çeşidi biyobozunur özellik gösterir ve doğada zamanla kendiliklerinden çözünerek (bozunarak) doğaya karışırlar. Hem yüksek sera gazı etkisi yaratan, hem de doğal kaynakları tüketen petrol türevi plastiklerin aksine, sürdürebilir (sustainable) malzemelerdir. Yüzlerce hatta binlerce yıl bozulmadan doğayı kirletmeye devam eden ve zehirli maddeler içerebilen petrol bazlı plastik maddelerin aksine, biyoplastik maddeler kullanım ömürlerini tamamladıktan sonra doğaya karışarak çevre kirliliğini önler ve geride doğaya zararlı, zehirli maddeler bırakmazlar. (3) 


Petrol bazlı plastiklerden üretilmiş ürünlerde bulunabilen BPA, PVC, Ftalat, Styren gibi katkı maddelerinin insan sağlığına olan kötü etkileri yapılan araştırmalarla ortaya çıkmaktadır. Doğal ve biyolojik kaynaklardan elde edilen biyoplastikler zararlı petrol kimyasalları içermeyebileceğinden çevre ve insan sağlığı açısından daha güvenlidir.
 
Biyolojik plastikler düşük erime sıcaklıkları nedeniyle üretim aşamasında da daha az enerji sarf etmekte, daha az petrol kullanılmaktadır. Amerikan Novamont şirketinin en son yaptığı açıklamada biyolojik plastik üretiminde geleneksel plastiğe oranla yaklaşık olarak %65 oranında enerji tasarrufu sağlamaktadır.  (4) 


 

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK


Sadece biyoplastik esaslı olanların değil tüm ambalaj malzemelerinin yürürlükte olan mevzuata uygun bir biçimde, en   uygun tekniklerle geri dönüştürülebiliyor veya geri kazanılabiliyor olması gerekmektedir. Atık yönetimi sistemleri içerisinde, biyoplastik ambalajların da kaynağında ayrı toplanarak, kompost tesislerinde biyokütleye dönüştürmeleri, yani mikroorganizmalar tarafından parçalanmaları gereklidir. Yoksa bu malzemelerin kullanımı anlamlı olmayacaktır.  (5) 


Biyoplastiklerin “biyobozunur”, “kompostlanabilir” (gübreleştirilebilir) olması mümkün ise de atık yönetiminin uygun koşullarda yapılamaması nedeniyle, pratikte tüm biyoplastiklerin çözünebildiklerini söylemekten çok uzağız. Biyobozunmanın gerçekleşmesi için üç ana unsurun bulunması gerekmektedir; organizma, substrat (enzimlerin tepkimelerinde işlenen maddeler) ve çevre etkisidir. Bunlardan herhangi biri eksik olduğunda biyobozunma gerçekleşemez. 


Bir PLA şişenin doğada kendi halinde bozulmasının, sıcaklık, nem, oksijen gibi koşulların denetlendiği tesislerdeki bozunmanın ancak %10-20’si kadar etkin olduğu görülmüştür. Oysa endüstriyel bir kompostlama sürecinde altı ay içinde %90 oranında parçalanabilmektedir. Dolayısıyla uygun koşullarda kompostlanmadığı sürece biyoplastik atıkların tümüyle çevreye zararsız hale geldiklerini söylemek mümkün değildir. Kompostlanabilme, maddenin kompost kullanılarak biyolojik olarak yıkılabilmesidir. Bu işlemin sağlıklı ve geride herhangi bir toksik madde bırakmaksızın olabilmesi için uygun ısı ve nem değerleri olması beklenir. (6) 


KAZANIM - SONUÇ


Geri dönüşüm etkili uygulanabildiği ölçüde yararlı olmaktadır. Etkili ürün tasarımları ise etkili geri dönüşümü kolaylaştıracaktır. Ürünlerin ekolojik izlerinin çok limitli ele alındığı günümüz tasarımlarında sırayla ürünlerin daha uzun kullanım süreleri hedeflenerek tasarlanması, yeniden kullanım imkanlarının yaratılması ve ömürleri sona erdiğinde doğru bir şekilde geri dönüşümlerinin sağlanması gerekmektedir. (7) 


Doğada petrol bazlı plastiklerin bozunması yaklaşık olarak 1000 yıl iken, alternatif olarak kullanılacak olan biyoplastiklerin doğaya karışması 1 ile 6 ay arasında olması çevre sağlığı açısından oldukça önemlidir. Üretilecek olan bio-kökenli plastiklerin yenilenebilir kaynaklardan eldesi ile geleceğe olumlu yönde kazanımlar sağlanacaktır. (8)


Nida Ataman 

 


KAYNAKLAR
1-) Köksal, Özge. ‘’Biyoplastiklerin Biyodegradasyonu’’. Sinop Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi. 2019: 152-153.
2-) Düzakın, Esin. "Sürdürülebilir Tasarım Yaklaşımı Açısından Biyoplastiklerin İncelenmesi." Anadolu Üniversitesi Sanat ve Tasarım Dergisi. 2020: 79.
3-) Kaplancalı, Kaya. ‘’Biyoplastik Malzemelerin Ambalaj Uygulamaları’’. Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri Kongresi. Eylül 2014: 2-5.
4-) Gülşen, Hakkı. ‘’Biyoplastikler ve Çevresel Etkileri’’. Akademia Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi. 2017: Cilt 1 Sayı 3, 5-6.
5-) Arıkan, Aslıhan. ‘’Küresel Biyoplastik Kapasitesi Artıyor’’. Ambalaj Bülteni. Temmuz/Ağustos 2011: 48-49.
6-) Düzakın, Esin. "Sürdürülebilir Tasarım Yaklaşımı Açısından Biyoplastiklerin İncelenmesi." Anadolu Üniversitesi Sanat ve Tasarım Dergisi. 2020: 85-86
7-) Purde, Özkan. ‘’Endüstri Ürünleri Tasarımında Kullanılan Çevre Dostu Plastik Malzemeler ve Plastiğin Geri Kazanımı’’. Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi. 2009: 116-117
8-) Köksal, Özge. ‘’Biyoplastiklerin Biyodegradasyonu’’. Sinop Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi. 2019: 164.